Alkışlar… Adam Gibi Adam Ali Avcı'ya
Memleketin değer terazisi bozuldu biliyorsunuz.
Kimin alkışı hak ettiği, kimin de hak etmediği birbirine karıştı.
Biri koltuğa oturur oturmaz telefonları kapatır…
Biri üç gün bir makam görsün, en yakın dostunun adını unutur…
Biri de vardır ki, yarım asır geçse bile okul arkadaşının masasındaki çayı soğutmaz.
İşte bugün onu yazacağım.
Ceyhan’ın evladı…
Ceyhan’ın gururu…
Ceyhan’ın sessiz sedasız gönül mimarı: Ali Avcı.
Mesleğim gereği kırk yıldır sosyal hayatı takip ederim.
Kim ne yapmış, kim kimi unutmuş, kim dostluğa sadık kalmış…
Hafızamda çoktur böyle hikâyeler.
Geçen yıl bir haber düştü önüme.
Gevri,okul arkadaşları buluşması yapıyorsunuz.
Dedim “Bize niye haber vermiyorsunuz? Ben de aynı okuldan mezunum.”
Gülümsediler…
“Biz 78 mezunlarıyız” dediler.
Sonra bir isim devreye girdi.
Antrenör dostum, akrabam İsa Tüfekçi…
Konuyu etkinliğin mimarı Ali Avcı’ya anlatmış.
“Şahin Bey’i de çağıralım, o da bizden” demiş.
Ali Bey ne demiş biliyor musunuz?
“Olur mu? Şahin bey benim de dostumdur.”
İşte dostluk böyle bir şeydir.
Kibir yok.
Ukala tavır yok.
“Kim geliyor” demek yok.
“Kim gelmek istiyorsa başımızın üstünde yeri var” demek var.
Bu yıl 5’incisi düzenlenen buluşmada ben de vardım.
Bir salon dolusu gönül bağı…
Bir salon dolusu hatıra…
Bir salon dolusu “biz” duygusu…
Ceyhan’ın devlet kademelerinde hizmet etmiş değerli isimleri…
Gazeteci dostum CRT MEDYA dan Gevri…
Usta kalem CRT Haber Yazarı Abdulkadir Kaçar…
Emeğin, alın terinin temsilcileri…
Ve hepsinin arasında, bir masadan öbürüne yürüyen, herkesle tek tek sohbet eden bir adam…
Ali Avcı.
Zenginlik başka bir şeydir…
Zarafet başka bir şey.
Ben öyle iş insanları tanıdım ki…
Yakın arkadaşının bile “bir şey ister mi” korkusuyla yolunu değiştirdiğini bilirim.
Ama Ali Avcı öyle değil.
Telefonu açar.
Toplantıda değilse “Efendim Şahin Bey” diye hitap eder.
İsminizi ezberden bilir.
Gönlünüzü de öyle.
Bu memlekette azdır böyleleri.
Hem işini büyütür…
Hem gönlünü küçültmez.
Cey-nak Lojistik…
Türkiye’nin dört bir yanındaki terminaller…
Antrepolar…
Limanlar…
Son olarak Taşucu’nda Cey Port…
Büyük işler.
Büyük yatırımlar.
Ama insana gelince küçücük bir tevazu…
Ceyhan’a Funda Avcı Toplum Merkezi’ni kurmuş.
Belediyeye “Halka ücretsiz hizmet verin” diye tahsis etmiş.
Hizmet etmeyi görev bilenlerden…
Gösterişi kapının dışında bırakanlardan.
Okul arkadaşları ilk toplantıda para toplamaya kalkmış.
Kabul etmemiş.
“Siz benim okul arkadaşlarımsınız.
Sizinle anılarımızı tazelemek bana onurdur.” demiş.
Her yıl sponsorluğu üstlenmiş.
Ankara’da önemli toplantısı olsa bile…
Tercihini hep dostlarından yana kullanmış.
Çünkü makam geçici.
Dostluk baki.
Bazılarının nesli tükeniyor.
Gerçek dostların…
Gerçek hemşehrilerin…
Gerçek adamların…
Kel aynak kuşları gibi koruma altına alınması gerekenlerin.
İşte Ali Avcı, o nadide türden.
Kibir yok.
Gösteriş yok.
Gölgede büyüyen bir adam değil…
Hep güneşin altında, hep halkın içinde.
O yüzden diyorum ki…
Alkışlar Ali Avcı’ya.
Ceyhan sevdalısı…
Memleket sevdalısı…
Dostluğun yüzünü unutturmayan…
Yarım asırlık hatırayı bugüne taşıyan…
Adam gibi adama.








