Oğuz Şahin Bir Emniyet Müdüründen Fazlası
Ceyhan’ın sokaklarında bir ışık yanıyor…
Ne neon ışığı bu, ne de tabelaların yapay parıltısı.
Bu ışık, adaletin, vicdanın, insan sevgisinin ışığı.
Adı Oğuz Şahin.
Şehit bir babanın oğlu.
Yani, vatan sevgisi genlerinde, adalet duygusu kalbinde mayalanmış bir evlat.
Kardeşi Tarsus’ta, o Ceyhan’da…
İki kardeş, iki farklı şehirde, aynı yeminle, aynı bayrağa hizmet ediyor.
Ocak ayında geldi Ceyhan’a.
Kısa bir cümle kurdu ilk gün:
“Suç ve suçlularla mücadelemiz kararlılıkla sürecek.”
Sözünü söyledi, noktayı koydu.
O noktanın ardına da boşluk bırakmadı.
O günden bugüne, kelimeleri değil, eylemleri konuştu.
Ceyhan’ın sokaklarında bir dönem korku vardı.
Silah sesleri, gecenin sessizliğini delip geçen tedirginlik vardı.
Ama şimdi…
Şimdi o sokaklarda çocuk sesleri yankılanıyor.
Anneler, “Allah razı olsun” diyerek selamlıyor.
Esnaf, kapısının önünde güvenle çayını yudumluyor.
Oğuz Şahin sadece bir emniyet müdürü değil.
Halkın gönlünde yer etmiş bir isim, bir karakter, bir duruş.
Görevini masa başında değil, halkın arasında yapıyor.
Şehit ailelerinin kapısını çalıyor, gazilerin elini öpüyor, esnafın çayını içiyor.
Bir emniyet müdüründen ziyade, bir dost, bir kardeş, bir evlat gibi.
Gazetecilerle konuşuyor, sivil toplumla buluşuyor,
mahallerde halkı dinliyor.
Sadece suçluyu yakalamakla değil,
suçun kökünü kurutmakla uğraşıyor.
Küçük bir ilçede büyük bir adalet mücadelesi veriyor.
Bu topraklarda, vicdanlı bir devlet adamı olmak kolay değildir.
Çünkü her karanlık köşe, ışığı söndürmek ister.
Ama o, yılmadan, dimdik duruyor.
Ceyhan’ın karanlığında bir yıldız gibi parlıyor.
Dokuz ayda gönüllere dokundu.
Dokuz ayda bir şehri değiştirdi.
Dokuz ayda, güvenin ne olduğunu yeniden hatırlattı.
Ve şimdi diyor ki:
“Biraz daha sabır.”
Çünkü biliyor; sabırla, kararlılıkla, inançla bu şehir tam anlamıyla huzura kavuşacak.
Oğuz Şahin…
Bir emniyet müdüründen fazlası.
Bu ülkenin özlediği adalet anlayışının, unuttuğu vicdanın vücut bulmuş hali.
Ceyhan’ın kalbinde bir isim değil artık, bir umut.
