Yüreğimiz yanıyor, gözyaşımız dinmiyor

Yüreğimiz yanıyor, gözyaşımız dinmiyor

Yüreğimiz yanıyor, gözyaşımız dinmiyor

 

Göğe yükselmiş bir kara haberle sarsıldık...
Gürcistan‑Azerbaycan Sınır Hattı üstünde bir eğitim uçuşu sırasında, “neden?” diye sormadan edemediğimiz bir sebeple düşen uçak; içinde taşıdığı 20 evladımızın vatan için feda olduğunu haberdar etti bizi.
İsimlerini tek tek yazarak şehitlerimizi anmanız, onların şahsında hepimizin minnetini, acısını beraber yaşadığımızın işaretidir.


Binbaşısı, yüzbaşısı, üsteğmeni, astsubayı… Görevleri farklı, rütbeleri farklı ama hepsi bir tek şeye sahipti: vatan sevgisi, gözlerinde ışık, yüreğinde kararlılık.
O uçak kalktı; belki bir eğitim uçuşuydu, belki rutin bir görevdi ama, her halükârda şehadetle sonuçlanan, acı bir veda oldu.
Şu kata,şu aileye; ocağına, o bacaya sessizlik indi bir anda.
Evlerine asılan şanlı Türk bayrakları,yalnız birer bez parçası değil; içerisine sığdırılamaz bir kahramanlık, bir asalet, bir emanet bırakıyor.
Gözyaşlarını tutamayan eşler, çocuklar; “Babam, eşim, kardeşim” diyerek bir fotoğrafın önünde titriyor. O titreyen fotoğraf aynı zamanda bu milletin kalbindeki sarsıntıdır.
Ne diyelim?
İşte bir kez daha anladık: bu toprakları vatan kılan, sınırlarımızın ötesine kadar uzayan huzurumuzu koruyan yalnız askeri sevkiyatlar ya da stratejik planlar değil. En başta, o geceyi gündüze çeviren uykusuz bekçiler; askeri uçakta görevli kahraman Mehmetçiklerdir. Onlar, canlarını hiçe sayarak görev yaptılar.
O görev “eğitim uçuşu” olabilir ama sonucunda ödediğimiz fatura çok büyüktür.
Ve biz… Şehitlerimizin ardından nasıl susacağız,nasıl duracağız?
Belki sessizce bir dua okuyacağız,belki Türk bayrağımızı bir kez daha gururla sallayacağız. Ama aynı zamanda soracağız da:
“Neden?”
“Nasıl?”
“Gidişleri ne büyük bir yıldırım hızında oldu?”
Çünkü bu kadar genç, bu kadar çok… Sadece geçici bir rutin uçuşta… Bizim için öğrenilmiş, alışılagelmiş sayabileceğimiz bir “eğitim uçuşunda” değil miydi?
İşte bu yüzden; acımız, sadece bir şehit haberi değildir. Bu bir uyarıdır: Evlatlarımızın fedakârlığına vefa borcumuz var, bu gerçeği asla unutmamalıyız.
Aziz şehitlerimiz, sizlerin adını yankılayacağız sadece birer anı olarak değil, birer sorumluluk vesilesi olarak.
Siz “buradayız” derken, biz “orada kalmayacağız” diyeceğiz.
Siz “vatan için”dediniz; biz “vatanı yaşatacağız” diye söz vereceğiz.
Ruhunuz şâd olsun…
Mekânınız cennet olsun…
Milletimiz, sizin sayesinde artık daha bir ağır yaralı ama yine de dimdik ayakta.
Ve ailene, eşinize, çocuğunuza, kardeşinize bir kez daha: sabır, metanet ve baş sağlığı diliyoruz. Hepimiz biriz; bu birlik, sizin hatıranızda daha güçlü.

Benzer Haberler
Rastgele Oku